İBN-İ SİNA
980 ile 1037 yılları arasında yaşamış olan Türk İslam filozofu ve hekimi İbn-i Sina, Buhara yakınlarında Samanoğulları devleti sınırları içerisinde doğar ve ilköğrenimini de burada tamamlar.
Üstün zekası ve güçlü belleği sayesinde bilgi yönünden hocalarının önüne geçen hekim, on sekiz yaşına kadar dönemin bütün bilimlerini çok değerli bilginlerden ders alarak öğrenir.Tıp öğrenimini gördükten sonra hastalar üzerinde çalışmalar yaparak teorik bilgisini derinleştirir.
Babasının ölümü ve Samanoğulları devletinin yıkılması üzerine oluşan siyasi karışıklıklar sebebiyle Buhara’dan ayrılmak zorunda kalır. Yaptığı seyahatlar sonrasında ünlü kitabı “Tıp Kanunu”nu yazar. Zor ve düzensiz bir hayat yaşamak zorunda kalan İbn-i Sina’nın sağlığı bozulmaya başlar ve rahatsızlığının bu yorucu hayat yüzünden ilerlemesi ile 57 yaşında hayata gözlerini yumar.
Tıp, mantık, felsefe, psikoloji ve doğa bilimlerini konu alan birçok eseri olan İbni Sina, tam bir ortaçağ filozofudur. Bilginin gelişmesi yolunda akıl, deney ve gözlemin ayrılmaz bütünlüğünü savunan İbn-i Sina, tıp ve doğa bilimleri alanlarında yaptığı birçok gözlem sonucu; karaciğer hastalıkları ve sarılık hastalığı konusunda doğru ve geçerli keşifler yapar, mikropların hastalıklara neden olduğu, şeker hastalarının idrarının şeker içerdiği, kanın insan vücudunda gıda taşıyıcılığı yaptığı gibi önemli bulgulara ulaşır.
İbn-i Sina bilimleri üç ana başlıkta inceler. İlki doğa bilimleri ve aşağı bilimlerdir; maddesinden ayrılmamış biçimlerin bilimi olarak ifade edilir. İkinci başlık "maddesinden ayrılan formların" bilimidir; metafizik, mantık veya yüksek bilimler olarak bilinir. Son başlık ise "maddesinden ancak insan düşüncesiyle ayrılabilenlerin" bilimidir; matematik veya orta bilimlerdir.
Birçok bilimin ötesinde tıp alanında akıllarda önemli bir yer edinen İbn-i Sina’nın tıbba katkısını kaleme aldığı "Kalp İlaçları Risalesi" ve "Tıp Kanunu" kitaplarından öğrenmekteyiz. İbn-i Sina, "Kalp İlaçları Risalesi’nde kalple ilgili teorileri, alfabetik sırayla kalp ilaçlarını ve bu ilaçların özelliklerini ele alır. "Tıp Kanunu" ise farmakoloji alanında engin bir bilgi içermekte olup, hem ampirik hem de hurafelerden tamamen soyutlanamamış bir özelliktedir. Beş ayrı kitaptan oluşan bu eser ilaçlar, pataloji, anatomi ve cerrahi yöntemler gibi tıp ile ilgili hemen her tür bilgi içerir.
Ruh ve bedenin bağlantılı iki ayrı cevher olduğunu ve bu cevherlerin kendilerine ait hastalıklara neden olabileceğine inanan İbn-i Sina, dönemin psikolog rolü üstlenen din adamlarından bu görevi alarak ruh hekimliğine de soyunmuş olur. Ayrıca Galen’den esinlenerek menenjit ve ateşli döküntüler gibi hastalıkları, insan vücudundaki dört temel sıvıyı dengeye getirme yaklaşımı ile dengeli beslenme ve gerekli ilaçların kullanımına dayalı bir tedavi ile iyileştirmeyi başarır.
REFERANSLAR
"İbn-i Sina." Büyük Larousse. Cilt 11. İstanbul: Milliyet, 5527-5528. Print.
Akşit, Niyazi. "Hippokrates." A'dan Z'ye Tarih Ansiklopedisi. Baskı. 2. sf. 487-488. Print.
Acıduman, Ahmet. "İBN-İ SİNÂ’NIN BİLİM TARİHİNDEKİ YERİ: KUHN’CA BİR YAKLAŞIMLA." Editorial. Ankara Üniversitesi Tıp Mecmuası 2002: 115-22. Cilt 55, Sayı 2. Web. 7 Haziran 2017.